Varlığa bir rahmet lazımdı. O’nun hürmetine Allah alemleri yaratacaktı ve yarattı da... O’nu gönderen Zat, “ Seni alemlere rahmet olarak gönderdim.” diyordu. Her şey O’ndan istifade edecekti ve etti...
O’ndan önce karanlık hakimdi, O’nunla her yer aydınlandı. “ Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Birlikte hareket edin, ayrılığa düşmeyin…” dedi hep hayatı boyunca. Kimseye beddua etmedi. “Ben beddua etmeye gelmedim” dedi.
Kimseye kızmadı. Hep tebessüm etti. Kimsesizlerin kimsesi oldu.
Adelet herkes içindi. Kızı Fatma da olsa.
Doğum müjdesi ile her şey derin bir nefes aldı. O’na gelenler O’nda dirildi. Nasipsizler hariç...
Affetmeyi sevdi hep. Çünkü Allah da affediciydi ve affetmeyi de severdi. 630, Mekke’nin fethi... Umumi af ilan etti. Hz. Hamza’yı şehit eden vahşi ve Ebu Cehil’in oğlu İkrime de dahil...
Çocukları çok severdi. “Benim on tane çocuğum var. Hiç birini kucağıma almadım” diyene “Allah kalbinden merhameti kaldırdıysa ben ne yapayım” diyordu.
Hurmayı taşlıyorlardı, hurmalar yere düşşün de yiyelim diye. O’nun içi sızladı. Hurmanın dalları zarar görüyor, olmamış hurmalar da düşüyor diye. “Taş atmayın. Olgunlaşınca düşenleri yersiniz”
Yuvasından alınan yavrularına üzülen anne kuşu görünce, “yavruları hemen yuvasına koyun” diyordu.
O, insanlara hep örnek oldu. Adeta canlı bir Kur’an’dı. Ahlakı da Kur’an ahlakıydı. Kur’an’ın lafzını, manasını ve davasını anlattı ömrünün sonuna kadar.
İbadetlerine o kadar düşkündü ki, “Rabbime şükreden bir kul olmayayım mı? derdi hep.
Muaz bin Cebel’i Yemen’e vali olarak gönderdiğinde “insanların sorunlarını nasıl çözeceksin” diye sordu. Muaz bin Cebel ”Kur’an’a bakarım” dedi. “Kur’an’da bulamazsan” diye sorunca da” Senin sünnetine bakarım” dedi. “ Sünnetimde de bulamazsan” dediğinde de “Kendi görüşüme göre sorunlarını çözerim” cevabına Allah Resülü sevindi. Resülüllah’ın vefatından sonra Muaz bin Cebel, Medine’ye gelerek insanlara Kur’an öğretmeye başladı. Kur’an öğrenen öğrencilere diplomalarını verir, diplomanın üzerine de “Resülüllah seni görseydi sevinirdi” yazardı.
Evet, Peygamberimizin (S.A.V) doğumunu bir kez daha kutluyoruz. Öyle güzel bir hayat yaşayalım ki Allah da sevinsin, Resülüllah da... Tüm insanlığın Mevlit Kandilini tebrik eder hayırlar getirmesini ümit ederim.
İSMET MERT