ASIL ŞİMDİ YETİM KALDIM
İsimleri Ahmet, Muhammet, İsa; üç küçük bohça gibi taşındı kucaklarda. Filistin'de çocuk olmak zor. Gazze'de çocuk olmak zor. Çocuğu olan bunu daha iyi bilir ve daha iyi anlar. Yanında olmak lazım acı çekenin. Şu anda duadan başka bir şey gelmez elimizden. Bir de maddi yardım. 5777'ye mesaj göndermek ve beş lira ile katkıda bulunmak ile başlanabilir. İsrail'e dur diyecek bir babayiğit lazım.
Üç küçük can, hayata oyuncak olarak bakan üç küçük can. Bunların şahsında daha yüzlerce çocuk, yüzlerce kadın erkek; sivil, masum vatandaş katlediliyor. Hareket eden her şeye ateş ediliyor. Duvarın dibine çocuğu ile korkudan oturmuş baba yalvarıyor; " ne olur öldürmeyin ciğer paremi" Gözü dönmüş İsrail askerleri küçücük çocuğun üzerine yağdırıyorlar onlarca kurşunu babaya inat. Çocuksuz anneler, annesiz çocuklar.
Şefkat ve merhamet Peygamberi, savaşa çıkıldığı zaman ihtiyaç halinde bile ağaçların kesilmesi konusunda tereddüt ediyordu. Susamış olan bir hayvana su vermenin cennetlik bir amel olduğunu söylüyordu. Aç bırakarak ölümüne sebeb olmanın cehennemlik bir amel olduğu gibi. Çocuklar meyveli bir ağacı meyvesini düşürmek için taş atıyorlardı. Efendiğimiz çok üzüldü.
Çocuklara yaklaştı ve onlara "Ağaca taş atmayın. Dalları kırılmasın. Yaprakları dökülmesin. Sadece meyvelerini alın yiyin" diyordu. Hutbe okurken mescitte torunu düşünce hutbeyi kesiyor, çocuğun yanına doğru inmeye başlıyor. bir Sahabi çocuğu alıyor ve Efendimize veriyordu. Ağlayan bir çocuk sesi duyunca acaba bir şey mi oldu? Annesi yanında yok mu yoksa diye namazı çabuk bitiriyor ve çocuğa bakılmasını söylüyordu.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Peygamberimizin bu sevgisinden, şefkatinden İsrail alıcılarını
kapatmasa da zerre kadarını alsaydı insanlar ölmezdi, çocukların bedenleri paramparça olmazdı.
ŞİMDİ YETİM KALDIM
Peygamberimiz (S.A.V) bir gün oynayan çocukların biraz uzağında, ağlayan bir çocuk gördü ve ona neden üzgün olduğunu sorunca yetim olduğunu öğrendi. Bunun üzerine, " Ağlama! Ben baban, Aişe annen ve Fatma kardeşin olsun ister misin?" diye sordu. Beşir isimli bu çocuk çok mutlu oldu. Daha sonra çocuğu evine götürüp yedirdi, içirdi, üstünü başını giydirdi ve büyüyünceye kadar ona baktı. Peygamberimiz vefat edince Beşir, " Asıl şimdi yetim kaldım " diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
Zaman birlik ve beraberlik zamanı. Zaman, " İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır" ayetine kulak verme zamanı. Zaman, dua zamanı. Göz yaşı dökme zamanı. Müslüman emniyet ve güvenin temsilcisi olmalı değil mi?. Yitirdiğimiz değerlerimizi ve gücümüzü tekrar bulma ümidi ile. Hoşça kalın. İSMET MERT