BİR TESLİMİYET SEMBOLÜ OLAN KURBAN
Zorlu bir imtihan neticesinde başladı kurban ibadeti. Kar bile dağına göre yağarmış. İbrahim a.s’ın da duası buna benziyordu. “Allah’ım bir erkek çocuğum olursa en çok sevdiğim şeyi Senin için kurban edeceğim” demişti. Peygamber samimiyetle dua eder de Allah kabul etmez mi? Hz. İbrahim’in duası kabul olmuştu. Allah nur topu gibi bir erkek evlat lutfetmişti. Peygamber ailesinde büyük bir sevinç yaşanıyordu. İbrahim a.s koyunlarından ve develerinden Allah’a şükretmek için kurbanlar kesti. Fakat rüyasında “Ya İbrahim Allah’a verdiğin sözü yerine getir” deniliyordu. Bu üç kez tekrarlanınca İbrahim a.s bu rüyanın Rahmani olduğunu anladı. İşte tam burada zorlu imtihan başlamış oldu. Oğlu İsmail’in kurban edilmesi isteniyordu. Tam burada baba da Allah’a teslim, oğul da Allah’a teslim, anne hz. Hacer de Allah’a teslim. Şeytanın büyük bir sancısı vardı. Çünkü Allah’a teslim olmak onun fıtratına tersti. Kıvranıyordu Allah’ın kullarının Allah’a teslim oluşları karşısında. Netice olarak da baba, oğul ve anne imtihanı kazandı. Şeytan kaybetti. Artık bundan böyle Hz. İbrahim a.s ve O’ndan sonrakiler evlatlarını değil, Allah’ın verdiği hayvan türlerinden kurban kesecekler. Ve her kurban kestiklerinde Hz. İbrahim’e uyarak zorlu imtihanı da kazanmış olacaklar. Ne mutlu o imtihanı kazananlara.
Aslında bir çok mutluluğu bir anda yaşıyoruz. Kurban, Hac ve kurban bayramı gibi. Kurbanlarımızı Elbette Allah için keseceğiz. Ama kurban, kardeşliğin, yardımlaşmanın ve iyiliğin yaygınlaştırılmasına, şükrün ifade edilmesine de bir vesiledir. Öyle ülkeler var ki, Mali ve Nijer gibi. Fakir halkı eti kurbandan kurbana görüyor. Öyle insanlar var ki, kendisine ikram edilen kurban eti, müslüman olmasına vesile oluyor. Yine öyleleri var ki, “verdiğiniz kurban eti çok farklıydı, gelecek kurbanda da bizi unutmayın” Muhatapları da söz veriyorlar unutmayacağız diye. Fakat yoğunluk bu ya unutuyorlar. Kurbandan bir hafta sonra kasaptan iki kilo et alıp götürüyorlar. Geciktiği için de özür diliyorlar. Teşekkür edip ayrılıyorlar. Bir hafta sonra karşılaştıklarında , verdiğiniz kurban eti değildi. Çünkü kurban etinin tadı yoktu o ette diyorlar.
Evet değerli dostlar! Kurban, bütün insanlığın gönüllerini birbirine yaklaştırıyor. Yaklaşık bir buçuk milyar Müslüman tüm insanlarla bu heyacanı yaşıyorlar.
BUNLARI BAYRAMDA GİYECEĞİZ, KİRLENMESİNLER
Gönüllü olarak Nijer’e giden sağlık ekibinden Dr. Fahrettin Beyefendi anlatıyor. (Burada Nijer ülkesinin dünyanın ikinci en fakir ülkesi olduğunu hatırlayalım. Giyecek bir şey bulamadıkları için yarı çıplak geziyorlar) “ 13, 14 yaşlarında iki tane Nijerli erkek çocuğu, fıtıktan ameliyat ettik. Türkiye’den giderken götürdüğümüz iç çamaşırları giydirdik. Yan tarafa yatırdık. Biraz sonra kontrol amaçlı yanlarına vardığımızda iç çamaşırlarını çıkarmışlar ellerinde duruyordu. Annelerine neden çıkarıyorlar dediğimizde, anneleri “Bayram yaklaşıyor. Şimdi giyersek bayrama kadar kirlenir.” dediklerini bize söylemişti. Diyor. İşte bayramın çocuklar için ne ifade ettiği. Rengi, ırkı, ülkesi farklı olsa da.
DEDECİĞİM BİZE BAYRAMLIK ELBİSE ALIR MISIN? AMA RENKLİ OLSUN!
Hazreti Hasan ile Hazreti Hüseyin, Nijerli çocuklar gibi 13, 14 yaşlarındaydı. Efendimize geldiler. Dedeciğim bize bayramlık elbise alır mısın? Ama renkli olsun dediler. Peygamberimiz de, annen ve baban almadılar mı? Dedi. Çocuklar da “Onların parası yokmuş dedeciğim. Bizi sana gönderdiler” diye cevap verince, Efendimiz” Akşam namazından sonra pazara gider alırız” diyor. Çünkü Efendimizde de torunlarına renkli elbise alacak kadar para yoktu. Beyaz ketenden yapılmış, kimsenin beğenmediği elbiseleri ancak alabilecek, karanlık olduğu için de çocuklar mahçup olmayacaktı. Efendimiz torunlarına elbiseleri giydiriyor, eve doğru giderken Cebrail geliyor, “Acaba bu üç güzel insan neden üzgünler” diyor. Efendimiz de “İstedikleri renkli elbiseleri alamadığım için torunlarım üzüldüler. Ben de onlar üzüldüğü için üzüldüm” dedi. Cebrail dedi ki; “Yerden bir avuç su al Hz. Hasan’ın elbisesine serp” Efendimiz öyle yaptı. Hz. Hasan’ın elbisesi sarı oldu. Hz. Hasan seviniyor, elbisem renkli oldu, bayramda renkli elbise giyeceğim diye. Bu sefer Hz. Hüseyin “Ben de renkli elbise isterim “dedi. Cebrail de Peygamberimize “bir avuç su da Hz. Hüseyin’in elbisesine serp”dedi. Efendimiz öyle yaptı. Hz. Hüseyin’in elbisesi de kırmızı oldu. Hz. Hüseyin de seviniyor, elbisem renkli oldu diye. Efendimiz de torunları sevindi diye seviniyor. Bu sefer Cebrail üzgün. Peygamberimiz soruyor Cebrail’e “sen neden üzgünsün? Cebrail cevap veriyor: “ Allah benim için gayp perdesini araladı. Hz. Hasan ileride zehirlenecek, vücudu sapsarı kesilecek, sarı elbise ona işarettir, Hz. Hüseyin de Kerbela’da başı kesilerek, vücudu kıpkırmızı kana bulanacak, kırmızı elbise de ona işarettir” diyor. Tarihe baktığımız zaman hadisenin aynen gerçekleştiğini görüyoruz.
Evet dostlar, bu bayramda da akrabalarımızı ziyaret edelim. Kimsesizlerin kimsesi olmaya devam edelim. Özellikle de çocukları sevindirmeye gayret edelim. Bu vesile ile bayramınızı tebrik eder, iki dünyada da mutluluklar dilerim. İsmet MERT