“SALİH KARDEŞ TUBBA, MERHABA!”

                      Bir müjde beklemek iştiyaklı bir ruh haline sokar bekleyeni. Hele beklenen, “Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım.”  iltifatına mazhar olan Habibullah’sa (S.A.V). O’nu görmeden iman ettiler. Ya gördüğü halde iman etmeyene ne demeli? Bütün ibreler O’nu gösteriyordu. İncil, Tevrat, Zebur  vb.

                     Hz. Adem (a.s), cennetteyken Rabb’inin isminin yanında adını gördüğü “Ahmed” di O. Hz. İbrahim’in duası vardı. Hz. İsa’nın da işareti. Bizler de O’nu görmeden iman ettik. Rabb’im “kardeşlerim” hitabına bizleri layık kılsın.

                    Peygamber Efendimiz Medine’ye teşrif ettiklerinde (622), herkes O’nu kendi evlerinde misafir etmek ister. Hatta münafıkların başı bile. O, kimseyi üzmek istemez. Kasva ismindeki devesini serbest bırakmalarını ister. Devesi, Neccar Oğulları’nın mahallesinde bir evin önünde durur ve oraya çöker. Efendimizin kalacağı ev artık bellidir. Ebu Eyyup el-Ensari’ye ait olan bu evin önemli bir özelliği vardır:

      Efendimizin dünyaya teşrifinden yıllar önce Tubba (Yemen) Meliki Es’adü’l- Hımyeri, Peygamberimizin evsafını (vasıflarını)  eski kitaplarda görür ve iman eder. Tubba Meliki, günün birinde saltanatını bırakarak, son Peygamber’in hicret edeceği Medine’ye gider. Orada bir ev inşa eder. Burada gelecek Peygamber’i misafir etmek ister. Fakat ömrü yetmez. Oğullar Lemis ve Vahabi, babalarının yaptırdığı bu evi satarlar. Ev el değiştire değiştire en son  Ebu Eyyup el-Ensari’ye intikal eder. Devenin bu hanenin önünde durmasıyla Tubba Meliki’nin halis niyetle yaptığı evde kalmak Efendimiz’e nasip olur. Es’adü’l- Hımyeri, görmeyi çok arzuladığı Allah Rasülü’ne bir de mektup bırakır: “ Muhakkak ki ben, Sana ve Sen’in her şeyin Rabb’i Allah’a ve Rabb’inden Sana gelenlerin cümlesine iman ve İslam’a ait ne varsa cümlesine iman ettim ve ben bunu ikrar ettim. Eğer Sana yetişirsem ne güzel ve ne ala. Eğer yetişemezsem kıyamet gününde bana şefaat et ve beni unutma. Ben evvelkilerden biri olarak Sana, Sen gelmeden ve Allah Sen’i göndermeden önce iman etmiş bulunuyorum. Ben Sen’in ve Hz. İbrahim’in dini üzereyim.” 

               Aradan asırlar geçip de İnsanlığın İftihar Tablosu, Medine-i Münevvere’ye hicret edince Ebu Eyyup el- Ensari, En Sevgili’ye bu mektubu arz eder. Rivayete göre mektup kendilerine okunurken Rasul-ü Ekrem, “Salih kardeş Tubba, merhaba!” der.

              Not: 28 Nisan 2011 tarihinde yayımlanan “Yeni Bahar” dergisinin  4. Sayısından da istifade ederek,  hazırladığım bu yazıyı sizlerle de paylaşmak istedim. Kutlu Doğum Haftasını içinde bulunduran nisan ayı içerisindeyiz. Bu vesile ile Kutlu Doğumun tüm insanlara hayırlar getirmesini Alemlerin Rabb’i  olan Yüce Allah’tan temenni ederim. Hoşça kalın değerli dostlar.     

İSMET MERT