"GÖLGELERİN GÜCÜ ADINA" MI?
Merhaba,
Yukarıdaki resimlerdeki çizgi film kahramanlarını, yaşı 20'nin üzerinde olan bütün okurlarımız eminim, hemen hatırladılar. Hatırlayamayanlar için de söyleyelim; üstteki He-man, diğeri de Voltran. 90'lı yıllarda çocuk olanların kahramanlarıydı bunlar. Tek kanallı yıllarda Pazar günleri saat 10'da TRT yayını başlar ve Voltran çıkardı. Heyecanla beklerdik "Uzay Kâşifleri" nin 5 tane aslan şeklindeki robotlarını. Bunlar her hafta önce zor duruma düşer, sonra 5'i birleşerek Voltran isimli büyük robotu oluşturur ve "ışın kılıcı" ile düşmanı yenerek dünyayı kurtarırdı. Hafta içi günlerde akşama doğru He-man çıkardı.
O da kötülüğü temsil eden İskeletorla savaşır ve dünyayı kurtarırdı.
İki resim arasındaki ortak noktayı sorsam, acaba cevabınız ne olur? İsterseniz tekrar bakın resimlere... Evet, farkettiniz değil mi? İkisinin de göğsünde "haç" işareti şeklinde arma. Bunların tesadüf olduğunu düşünüyor musunuz? Bence tesadüf falan değil. Düpedüz özel olarak tasarlanmış, kurgulanmış birer çalışma.
Çocukluğumuzun masum karakterleri, bu gerçeği farkettikten sonra bir anda gözümde birer Hz. İsa havarisi haline dönüştü. Birer misyoner oldular onlar artık benim için.
Yabancı yapım pembe dizilerde rahiplerin- özellikle- melek gibi iyi insanlar olup, iyilere yardım etmelerinin bilinçli birer misyonerlik çalışması olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Yeri gelmişken Şaban filmlerindeki kara sakallı, menfaatçi imam karakterlerini de hatırlayıp; bunları yapan yapımcılarımıza "yazık" diyorum... Çok yazık...
Bugs Bunny çizgi filmlerindeki kahramanlardan birinin de, domuzcuk olması da tesadüf mü?
He-man göğsünde haç, elinde kılıçla şöyle bağırırdı her bölümde; "Gölgelerin gücü adına; güç bende artık." Peki bizim İslami kültürümüzde her işe, her söze ne ile başlanır? Besmele. Peki anlamı nedir? "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla." He-man'in haykırışı ne ilginç tesadüf(!) değil mi?
Bence günümüzde çocukların eğitiminde en büyük pay, ailenin, okulun, kitabın değil; televizyonun. Bizim kültürümüzü yansıtan, bizim karakterlerimizi yaşatan yapımları yapamadığımız sürece, çocuklarımıza - belki de kendimize- bilinçli tv izleme alışkanlığı kazandıramadığımız sürece, nesillerimiz, gizli misyonerlik çalışmalarının rahle-i tedrisinde yetişmeye devam edeceklerdir.
Yazımı, Atatürk'ün 1 Mart 1922 günü TBMM açılışı sırasında yaptığı konuşmasında söylediği şu anlamlı sözle bitiriyorum:
"Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri öğrenimin sınırı ne olursa olsun , ilk önce ve herşeyden önce Türkiye'nin bağımsızlığına, kendi benliğine, millî geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir"
Sevgiyle; bilinçle kalın... BAHADIR DEV
www.kaledran.com