ÇANAKKALE RUHU
Merhaba, Aşağıdaki fotoğrafı görmeyeniniz yoktur sanırım. İki Mehmetçik... fotoğrafta, elbiseleri eski, yamalı, botları eski, yırtık. Bu yıl pek çok etkinlikte de kullanıldı o fotoğraf. Çok etkilendim o fotoğraftan. Çanakkale'de savaşan askerlerimizin pek çoğu eminim o fotoğraftakiler gibiydi. Yokluk, fakirlik, zaruret.
Düşmanlarda devrin en mükemmel silahları, donanımları vardı. Ama şimdilerdeki bazılarımızın yaptığı gibi bahane üretmiyorlardı Mehmetçikler. Çözüm üretiyorlardı. Canları pahasına çözüm; vatan için savaş. ___Şimdi, vatani görevimizi yaparken arkadaşlarla, çıkan yemekleri bazen beğenmeyişimiz, "botlar ayaklarımızı vuruyor." falan gibi yakınmalarımızı hatırlıyorum da; utanıyorum Çanakkale'deki Mehmetçiklerimizin o fotoğraflarını görünce. Ya şimdi, evinin küçüklüğünden, arabasının modelinden, oturma odasının renginden-markasından şikayet eden insanımız? Ailelerinin önlerine sunduğu çok güzel imkanları beğenmeyen, yemeğinden, ayakkabısının markasından, cep telefonunun neden daha yeni model olmadığından yakınan gençlerimiz de görmeli Çanakkale'deki Mehmetçikleri. Görmeli ki "Çanakkale ruhu" ölmesin, yeniden canlansın. "Bir hilâl uğruna batan güneşleri" unutmasınlar.
___Çanakkale mahşerinden yaşanmış bir olay: "Cepheye erzak ve cephane taşıyan gemimize düşman denizaltısı tarafından atılan bir torpido hızla gemimize doğru yaklaşmaktadır. Gemi de o anki nöbetçi erimiz Vanlı İsmail, gemiye yaklaşan torpidoyu fark eder. O anda gemi için yapılacak fazla bir şey yoktur. O an için yapılabilecek tek bir fedakârlık vardır. O fedakârlığı da kahramanımız yapar. Tereddüt etmeden torpidonun önüne atlar. Torpido gemiye ulaşmadan fedakâr kahramanımızın sinesinde patlar. Su kan gölüne döner ama cepheye gidecek olan erzak ve cephane bu fedakârlığın neticesinde kurtulur."
___Dostlar, hangimiz yapabilir bu kahraman şehidimizin yaptığı fedakarlığı? Kim bilir geride yolunu gözleyen kimleri vardı? Ne hayalleri, ne umutları vardı gelecekten? Hangimiz atar kendini bombanın önüne? Çanakkale bunun gibi sayısız kahramanlıklarla doludur. Metrekareye 6000 merminin, metrekareye 6 şehidin düştüğü bu savaşın bir eşi benzeri daha yoktur dünya tarihinde.
___Gazete ve televizyonlarda uyuşturucunun pençesine düşen gençleri, masum insanları kapkaçla yolda sürükleyenleri, sevgilisiyle bir olup anne babasını acımasızca öldüren gençler kimlerin torunu? Nerde kaldı Çanakkale ruhu? Ama bizlerin de hatası vardır onların davranışında. Belki sahip çıkamadık onlara. Belki bizim sınıfımızda, bizim mahallemizdeydi onlardan biri, kim bilir?... Sahip çıkalım neslimize. Şairin dediği gibi; " Sahipsiz Vatanın Batması Haktır, /Sen Sahip Olursan Bu Vatan Batmayacaktır."
___ Atatürk, Çanakkale'de savaşanları anlatırken şöyle diyor: 'Karşılıklı siperler arası sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamayarak kamilen düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar gıpta edilecek itidal ve tevekkül ki, öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiçbir tereddüt bile göstermiyor, sarsılmak yok !... Okuma bilenler ellerinde Kur'an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şehadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şayân-ı hayret ve tek bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur."
___Çanakkale ruhunu yaşamak ve yaşatmak gerekir dostlar.
___Saygılarımla.
BAHADIR DEV