DEĞİŞMEYEN TAKTİK
Merhaba, ____Asırlar geçiyor, imparatorluklar, devletler kurulup, devletler yıkılıyor, savaşlar, soykırımlar, v.b. olaylar değişmiyor. Bu devletler savaşında, çok sık kullanılan, asırlardır hep işe yarayan bir taktik var; "Böl, parçala, yok et." ya da "Böl, parçala, yönet." Yani büyük lokmayı yutmak zor olunca, lokmayı küçük parçalara bölüp; küçük lokmalar haline getirdikten sonra yutmak. Bu taktiği bilmeyen yoktur, ancak göz göre göre, tehlikeyi bildiği halde gerekli önlemleri zamanında almayıp, küçük lokmalar halinde bölünüp yok edilen, yıkılan sayısız devlet vardır.
____Günümüzde ülkemizde de bazı dış güçler tarafından uygulanmaya çalışılan bölücü, etnik parçalara ayrıştırıcı çalışmalar, tehlikenin farkına varmamızı gerektiriyor.
____Eski Yugoslavya'nın etnik kökenlere ayrıştırılarak bölünmesi sürecini medyadan takip ettik 90'lı yıllarda. Asırlardır bir arada yaşayan, eskiden Ramazan ayında Boşnak komşusuna iftarda yemek ikram eden Sırp komşularının, etnik kışkırtmalarla, aynı komşularına silah sıkmaktan utanmadığını, Boşnak Müslümanların anılarından okuduk.
____Çok yakın geçmişte, Ermenilerin Hocalı katliamını unutmadık.
____Gürcistan'ın Abhazya, Acaristan gibi özerk parçalara bölünmesini aşama aşama izledik.
____Irak'ta bugün uygulanan yöntem de aynısı. Eskiden "Iraklı" kavramı vardı. Artık kimse "Iraklı" demiyor; Şiiler, Sünniler, Kürtler, Türkmenler, Araplar diye hitap ediliyor ve birbirlerine düşman ediliyor. Tarihi İpek Yolu'nun geçtiği bu topraklarda çeşit çeşit milletler barış içinde yaşarken, şimdi birileri etnik kimliklerini ön plana çıkararak birbirine düşürüyor. ABD askerleri her gün 100 Irak vatandaşını öldürse dünya kamuoyunda büyük yankı olurdu. Ama şimdi onları birbirine düşürdü ve birbirlerini öldürüyorlar; her gün haberlerde ortalama 100 insan hayatını kaybediyor, yaralanan, sakat kalanların haddi hesabı yok.
____Ülkemizde de oynanan bu "ayrıştırıcı", "farklılığa tahammülsüzlük" oyunlarına gelmemeliyiz.
____Düşünün bir kere; müzikte çeşitli notalar var. Bu notalar tak başına bir anlam ifade etmiyor duyduğumuzda. Flütle sadece "do" notasının çalındığını düşünelim; hoşumuza gider mi? Ama farklı farklı notaların bir araya gelmesiyle çok güzel besteler, şarkı türküler ortaya çıkıyor. Notalar daha bi anlam kazanıyor. Eski değerlerinden de bir şey kaybetmiyor.
____Alfabemizde 29 harf var, her harf farklı bir sesi ifade ediyor. Şimdi sözgelişi "ş" harfini ele alalım. Tek başına "şşşş" diye rahatsız edici bir sesten başka bize bir şey ifade etmiyor. Ama bu harf "a" ve "k" harfiyle birlik olunca; "aşk" oluyor. Var mı "aşk"ı sevmeyen? Aşığımızın gözünün üstünde "kaş" oluyor. Bakın ne kadar değer kazanıyor birlik olunca "ş" harfi. Eski değerinden de bir şey kaybetmiyor. Örnekleri siz çoğaltabilirsiniz.
____Her gün bal yiyen baldan bıkar. Yerine göre acı biber de çeker canımız, limon ekşisi de.
____Hepimiz farklı harfler, farklı notalar olsak da, birlikte "Türkiye" bestesini oluşturmuyor muyuz?
____Bakın küreselleşen dünyada ülkeler arasındaki sınırlar bile kalkama aşamasına geliyor. Avrupalılar, bizim gibi bazı ülkeleri bölmeye çalışırken; kendileri "AB" adı altında birleşmiyor mu?
____Farklılıkların birlikteliğinden rahatsız olmamalıyız . Asırlardır bu güzel vatanımızda bir arada yaşayan halkımızı etnik kökenlerine ayırıp küçük lokmalar haline getirmeye çalışanlara imkan vermemeliyiz.
Saygılarımla... BAHADIR DEV