VAR MI BU İŞTE BİR DOMUZLUK?
Çoktandır bir şey yazmadım. Yine de yazmaya zamanım yok ama (Bütün tembeller böyle bir mahana bulur) bu yazıyı iki nedenle yazıyorum.
1- Kaledran sitemize bakınca benim resim en altlara sıkışıp kalmış. Omuzlarımın üstünde bir sürü genç yazar takımı… Bunaldım arkadaşlar. Üstümde bir ağırlık . İnanın nefes almakta zorlanıyorum sıralamaya bakınca...
Dedim “Aceleye getirip birkaç satır karalarsam Bahadır yeğenim bana torpil geçer , en tepeye yerleşirim. Mastan’ın tepesine , pelit sopasıyla geyik avına gitmiş gibi rahat bir nefes alırım, dedim. Birinci nedenim bu.
2- İkinci nedenime gelince; Şu domuz gribi konusunda yer yerinden oynuyor. Ortalık bir sürü çelişik söylemlerle bilgi kirliliğine boğuldu.
Domuz gribiyle ilgili Sami Kaş yeğenimin uyarıcı ve o denli yaralı yazısını okudum. Eline, kalemine sağlık diyorum.
Elbette ben bu konuda uzman olmadığım gibi cahil de sayılırım. Geçmişte , kuş gribi diyerek tüm tavuklarımızı kendimize katlettirip yurt dışından yumurta ithal ederek köşe olanları da anımsarız. Doğrusu ben o konuda da uzman olduğumu söyleyemem.
Domuz Gribini Bir De Zavallı Domuzcuklardan Sorsak…
Ben bugün başka bir şeyden bahsetmek iştiyorum: Şu domuz gribi konusunda hiç zavallı domuzların ne düşündüğünü sorduk mu?
Eğer , çocukluğumuzdan beri neredeyse iç içe yaşadığımız Bu zavallı hayvancıklardan birisiyle sohbet etme olanağı bulabilseydik neler derdi acaba bize? Bakalım ne dermiş:
“Sevgili Kaledranlı dostlarım. Yüzlerce yıldır sizinle şu harika beldede yan yana yaşayıp geldik. Biliyorum, siz bizleri hiç sevemediniz. Bizimle dost olamadınız. Elleriniz kırma çiftelerle peşimize düştünüz. Sürek avları düzenlediniz. Pek çoğumuzu katlettiniz. Oysa bu güzel doğa sadece sizin değil, hepimizin olduğunu kabullenemediniz. İtiraf edin, kesip götürdüğünüz kuyruklarımızı tanık göstererek devlet desteği mermiler almadınız mı?
Tüm bunlara karşılık biz, aranızdan hiç kimseyi öldürdük mü? Bir çocuğunuza zarar verdik mi?
Ama bizim, daha yaşına bile yetememiş çocuklarımıza çok kıydınız. Tüm bunlara karşın yine de size düşman olmadık. İnsandırlar, alışırlar, bu yaşamda birbirimizsiz yaşayamayacağımızı öğrenirler dedik.
Gerçi bizler de tamamen masum değiliz. Bizim de sizlere verdimiz küçük zararlar oldu. Mısırlarınıza dadandık bazı geceler. O kadar lezzetliydiler ki size teşekkür için yaklaşmamıza bile izin vermediniz.
Göleğez tarlalarınıza uğradık bazı geceler. Canımızı tehlikeye atarak gecelik nafakamızı çıkarmaya çalıştık. Aç gözlülüğümüzden değil. Unutmayın, biz de çoluk çocuk besliyoruz. Hanginiz, çocuğunun yaşaması için hayatını tehlikeye atmaz?
Sevgili dostlarımız. Şimdi lütfen düşünün : Tüm asırlar boyu size domuz gribi mi bulaştırdık? Bırakın onu , size basit grip bile bulaştırmadık. Çünkü çok sağlıklıyız. Doğal besinlerle beslendik hep. Sizin deyişinizle domuz gibiyiz evelallah.
Yalnız bu yıllarda, çaresiz kalmadıkça sizin tarlalardan uzak durmaları için genç kuşak domuzları uyarıyoruz hep. Çünkü her şeyi bozdunuz . Tarlalarınıza zehir atar oldunuz. Her şeyi ilaçlayıp kendiniz ağır ağır öldürürken bizim yaşama alanlarımızı da kirlettiniz. Belki suç sizin değil. Size, doğanın çok hassas dengeleri olduğunu anlatmayan, ya da anlatmak işlerine gelmeyen sorumlular var.
Sevgili Kaledranlı dostlar. İnanın bu domuz gribi olayıyla hiçbir ilgimiz yoktur. İnanmazsanız televizyonlara, gazetelere göz atın. Bir sürü önlem sıralıyorlar. Ama hiç kimse, domuzlardan uzak durun demiyor. Diyemezler, çünkü onlar da biliyorlar ki suçlu biz değiliz. Aklınıza ne geliyor? “Bu işte bir domuzluk var” mı diyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Bu işte bir insanlık var. Bu lafı, sizin domuzluk var deyişinize karşılık söyledim. Gerçekten Bu hastalığa bizim adımızı koymaları koskoca bir aldatmaca.
Domuzluk bu ya, bizim aklımıza şu geliyor. Birileri laboratuarlarda ürettiği bir ucubeye, daha da korkunç olsun diye bizim adımızı verdi. Peşinden de bu illeti önleyici aşıyı oluşturup insanlığın kahramanı oldu. Şimdi yüzlerce ülkeye gitsin milyonlarca aşı. Girsin adamınızın cebine milyarlarca dolar. Ne güzel değil mi? İnanın, biz domuzlar hemcinslerimize hiç bu kadar acımasız olmadık.
Sevgili Kaledranlılar, bizden size zarar gelmez. Korkmayın. Siz asıl aranızdaki (sizin deyişinizle) domuzlardan korkun.
Haa… Bizi özlerseniz, boş bir zamanınızda şöyle Meytin’e doğru bir uzanıverin. Ama ne olur arabasız ve silahsız gelin. Bizi korkutmayın. Bu yöre hepimizin ortak yurdu. Hadi bu konuları bir daha düşünün.
Allah hepinizi insan yapısı hastalıklardan korusun."
Sağlıcakla kalın. A.KADİR GÜNDÜZ