KALEDRAN'DA BAYRAM İZLENİMLERİ
Telefonumun alarmının çalmasıyla ayağa fırlamam bir oldu. Akşamdan ütülenmiş elbiseleri aradı gözlerim. Hemen sakal traşı olup elbiseleri üzerime geçirip kendimi sokağa attım. Baktım henüz mahallede bir hareket yok. Bundan on yıl önce mahallede 1 yada 2 araba vardı herkes giyinir birbirine seslenir, yürüyerek caminin yolun tutardık bayram namazı için. Son yıllarda herkesin arabası olduğu için herkes kendi başına hareket ediyor. Sıra sıra araba geçiyor bizim mahalleden cami tarafına doğru.Bu kadar kısa zamada feraha kavuşmak ne güzel aslında ama şimdi içim burkuldu geçmiş bayramlar gelince aklıma.
Eskiden camiye kadar hiç yoktan bayramlıklarımızı eleştirme şansımız olurdu. Rengi iyiymiş, gömlek kareli olsa daha güzel olurmuş falan diye gülüşerek giderdik camiye doğru. Şimdilerde ise tek tek arabalarda sadece ekzoz sesi eşlik ediyor bize, o da tekdüze bir sesle. Bunları düşünüp dalıp gitmişken yine bir ekzoz sesi; babamın torosu rampadan aşağıya iniyor.
Cami dolmuş biz varmadan. Kendimize aralardan bir yer bulup yerleştik. İbrahim Hocanın konuşmalarına göre vaazının sonuna yaklaşdığı anlaşılıyordu. Bayram Namazı saati gelmek üzereydi. İnsanlar en temiz ve yeni kıyafetlerini giymiş safları oluşturmuş sabırsızlıkla namazın kılınmasını bekliyordu sanki. Her bayramda olduğu gibi İbrahim Hoca dargınların barışması gerektiği, Ramazan ayı boyunca devam eden ibadetlerin, güzel davranışların, iyiliklerin Ramazan'dan sonra da devam etmesi gerektiğini anlatıp vaazına son verdi ve yine her bayramda olduğu gibi nafile olan Bayram Namazının nasıl kılınması gerektiğini bir iki defa tekar etmesi aşina görüntülerdi.
Namazın bitmesiyle birlikte hızla dışarıya çıkıldı. Bayram başlamıştı. Herkes önüne gelenle bayramlaşıyor. Bazen karışıklık oluyor biraz önce bayramladığın birisi karşına çıkarsa "Mazot mu yakacaz bir daha bayramlaşalım" deyip gülüşüyorlardı.
İşte yılladır Kaledran'da namaz sonrası bayramlaşma esnasında en çok duyuduğum söz ''Mazot mu yakacaz'' lafıdır. Ve kahvaltıların en güzeli, ilk kahvaltı. Ardından çoluk çocuk, dost akraba ve misafirler, gelen giden derken bayram telaşesi...
Havada güneşliydi bayramda. Bayramın 2. günü Mevlüt Karatepe'nin rahmetli annesinin mevlüdü vardı uzun zamandır görmediğimiz abi ve dostlarımızı da görme fırsatı bulduk. Bir bayramda böyle geçti. NİCE BAYRAMLARA.
Erkan ÇELİK