Rahmetli Takavit Abit ile Rahmetli Topkara Havva’nın ek küçük evladı Yüksel.
Ailenizden bahsedermisiniz?
Takavitler, uzun bir yolculuk sonrası önce Anamur’a gelmişler. Sonra Batı’ya doğru göçe göçe Kaledran’a kadar gelip, yerleşmişler. Babam, daha önceden Koyak mahallesinin yerleşiklerinden olan Topkaraların “en güzel kızı Havva” (Teyze çocuklarım kusura bakmasın -J)ile evlenmiş. Biz doğmuşuz: 5 erkek, 3 kız.
Şu anki meslek yada ilgilendiginiz işden bilgi verimisiniz?
Tüm çalışma hayatım Merkez Bankası’ında geçti. Geçici görevler hariç, merkez bankacılığı dışında bir uzmanlığım yok.
Neden bu mesleği seçtiniz?
İtiraf etmek gerekirse, Devlet Planlama Teşkilatı imtihanlarını kazanamadığım için biraz da gönülsüz seçmiştim. Ama, sonuçtan memnunun. Bazen başınıza gelen şeyin, o anda en hayırlısı olup olmadığı hemen anlaşılmıyor!
Boş zamanlarınızda neler yaparsınız, hobileriniz nelerdir?
Son zamanlarda tüm boş zamanlarımı oğlum Eren Aksel ile oynayarak geçiyorum. Zamanında çocukluk arkadaşlarım Ferat, İsmet, Nihat, Nergül, Selattin, Uğur, Aşık, Ahmet, Ali, Şükran, Nevzat, Hikmet, Fikret, Metin, Doktur, Durdane ve adını yazmakla bitiremeyeceğim onca arkadaşlarımla oynadığım tüm oyunları tek tek hatırlayıp oğluma aktarmaya çalışıyorum. Yakar top, halat çekme, bilye, çöp gömmesi… Ne hatırlarsam, hepsini oynuyorum. Keşke bu oyunları genç arkadaşlarımızdan biri kaledran.com için derlese. Sonraki kuşaklara harika bir hatıra olur.
Hala boş vaktim olursa, Asya hakkında okuyorum ve yazıyorum.
Sizi etkileyen yada başınızdan geçen anılarınızdan anlatır mısınız?
Dün gibi hatırladığım bir anım ve hala unutmadığım bir anım var elbette. Ama asıl anıya geçmeden, komik olandan başlayayım: Aşır, benim operasyondan sonra bir daha mahalleye inememiş!
İkinci anım ise Kadir gecelerinde sabahlamalarımız ile ilgili. Çocukken, sabaha kadar uyumamaya dayanabileceğim günün asla gelmeyeceğini düşünürdüm. İsmet abim, ilk kez beni arkadaş grubuna alıp, (uyursan, uyuduğun yerde bırakırım; kurda kuşa yem olursun tehditine ragmen J); İbrahim, Nihat, Necati, Ferat (İki Ferat vardı bu arada J) başta olmak üzere o dönemin bütün hergeleleri ile mahallerinin altını üstüne getirmiştik. Yıllar sonra anladım, o gece çocukluğumun son gecesi imiş.
Unutamadığınız bir Kaledran anınız var mı?
Var tabi: Sulama Kanalı Açılış Töreni. Su, medeniyettir demişti Ali Galip Kısaarslan öğretmenim. Bir de; yakın bir zamanda köyümüzde yoksulluk bitecek demişti. Haklı çıktı. Yere uzanıp, muğar suyu içmeyenler bu sözlerin ne anlama geldiğini ilk başta anlamayabilir. Ben de anlamamıştım ilk duyduğumda zaten. Sonra ne kadar uzağı gören biri olduğunu anladım. Yıllar sonra. Duvardaki Avrupa haritasını yumrukladığı anlar vardı, neden yumrukladığını anlamam onlarca yılımı almıştı. Burayı anlamadan hiç bir yeri anlayamazsınız diye haykırırdı. Sesi madenlikten duyulur sanırdık. Beni ben yapan öğretmenimdir. Allah gani gani razı olsun.
En büyük başarınız nedir?
Her anne - babanın en büyük başarısı evlatlarıdır: Benim başarım da Eren Aksel.
Hayattaki en büyük başarısızlığınız nedir ?
Rahmetli Sarı’nın kamyonunda muavin olmayı çok isterdim hep. Şüphesiz en büyük başarısızlığımdır. Bir de babam kadar güzel ata binmeyi çok isterdim. Yapamadım. Hala bir atım yok.
Kendinizi bundan sonra nerede görüyorsunuz ?
Köyüme dönebilmeyi şüphesiz çok isterim. Dünyalara değişilmez bir güzellik. Ne kadar çok yer görürsen, o kadar çok anlıyorsun eşsiz güzelliğini. Tam olarak, ne zaman dönebileceğimden ise şimdilik çok emin değilim.
Bu mesleği seçmemiş olsaydınız ne olmak isterdiniz
Merkez Bankası olmasa idi, çok büyük bir ihtimalle akademisyen olurdum. Hala da tüm danışanlara her zaman öğretmenlik ve akademisyenlik önermekten çekinmem.
Bu mesleğin zorlukları nelerdir?
Belirsizliklerin çok olduğu bir meslek merkez bankacılığı. En doğru bildiğiniz şeyler bile, bazen sandığımız kadar doğru çıkmıyor! Sanat gibi meslek diye şakasını gerçeğine karıştıranlar haksız değil J
Bir genç, girişimci olmak için neler yapmalı ?
Girişmeli, her şeyden önce. Şaka bir yana; girişimcilik, hesaplanabilir risk alarak geleceğe değer katmaktır. Ama, işin özü disiplinli çalışmadır, son tahlilde. İnanarak ve kendine güvenerek yapılan çok işte, başarılı olma şansı çok yüksektir. Girişimciliğin kritik unsurlarından biri de sabırdır sanırım. Çamın orada muz, çağla, adaçayı (hastalara şifa adaçayı derdik ya!) veya kavun satarken köyümüzden geçen yolun giriş ve çıkışı olan iki dağın başındaki iki tepesine sürekli bakar dururdum acaba yine bir araba geçecek mi diye! Büyüklerimizin çoğu, beni o çamın gölgesinden hatırlayacaklardır eminim. Sabır, çok ama çok önemli.
Gençlere tavsiyeleriniz var mı?
Çok basit: Oku, oku, oku! Ne bulursan oku… Geceler ve gündüzlerde, hastalıkta ve sağlıkta… Her zaman ve her yerde; oku, oku, oku.
Kaledran.com hakkından ne düşünüyorsunuz?
Minnettarım. Emeği geçen herkesi bir kez daha kutluyorum. İlk kurandan bugünlere getirenlere kadar ve yarınlara taşıyacaklara… Küçük bir köyüz biz ama inanılmaz geniş bir coğrafyaya yayılıyoruz. Kendimden bilirim Japonya’ya kadar gidenimiz var ve o kadar uzağa bile sıcak bir memleket havası ulaştırmayı başaran bir kaledran.com… Sağolun, varolun. Yaşasın kaledran.com, çok yaşasın.
En sevdiğiniz Kitap?
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”.
En sevdiğiniz söz?
Oku!
Yüksel Bey'e bu güzel röportajı için teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
www.kaledran.com