ÇOCUKLUKDAN "GİLİK" TOPLAMA ANISI
Değerli hemşehrilerim, sizlerle bir çocukluk hatıramı paylaşmak istiyorum. Çocukluğumda geçen bu anıyı Kaledranca olarak yazmaya çalıştım:
Yıl adamın dediği tam bilmeyon zamanı emme… İlkokula gediyoruz, yaz tadilinde de gendimize harçlık edecek en eyi para gazanacamız “gilik” varıdı. Yani şindilerde “Kapari” denilen şey.
Sabaala yöşülen mahalleden eyi anlaştıımız arkadaşlarılan bi çıkarız elimizde bidonlarıla; yürü Allah yürü… Bi gilik aacı gördükmüydü hüryahh hepimiz birden “ilk onu ben gördüm ben” deyi seğirtiriz. Ülen ayağmızda zaten eyi mısmıl bi don bile olmaz. Babıç dediin zati ona göre… Neese, bi üşüşdükmüydü gilik aacının başına “garaamaz guşu” gibi; az sona bidene toplecek gilik bulamez. İçimizde uyanık olanlar gilik ağaçda bitmeden hemen seğertip ilerde eyi gilikleri toplecek ya; geride galanlar onlardan daha fazlasını toplayer emme ondan habarı yok.Ülen şu barmaklarımız gilik dikeninden delik deşik olur, dizlerimizde dikenler arada birikisini çıkarırız, öle bi açıyoru ki a gardaşım onun açısını gilik topleenler eyi bilir.
Öğlene yakın açlıkdan susuzlukdan dilimiz damaamız gurur da umurumuzda bilenek olmaz mı ya?.. Sabaala gettiğimizde o ısıcağla Döllee (Döllük) gadar gederdik. Yarabbim o ne kadar çok giliğidi öle? Bi görecen Gamışlı’dan, Emire’den Alan’dan her yerden geliridi çocuklar emme herkese yetecek gadar gilik olurdu bereketine yandım. Açlık canımıza tak dedimiydi geri dönecez ya; aazımız dilimiz gurumuş, Gamışılı’ya giden hortumun ulalarını eyi biliriz, seyirtip sıraya gecerdik. Emme öle susamış olurduk; bildiğin hortumda su goymazdık. Haa su içdikten soona hortumu dakardık eski yerine. Soona seğirde seğirde gelirdik.
Eve doğru geldin mi oh garnımız dayacak gayrı. Iraamatlı anama yokarüzden çığırır “Ana ben açlıkdan geberorun” der demez anam “Ya ha çotu çıkmayasıca ağşamaadar daada daşda gezen gelin de şindimi aklına gelir anan oldu; get ordan bi yımırta çorbası et zıkımlan” derdi. Havızın ordan indiimde elimde gilikleri gördümü “Eh a çocuum nerden topladın sen endee gadar giliği?” der demez yufga yüree dayanamaza; geçer mıtfakda iki dakkada bi yımırta çorbası yapar önüme goyardı. Varya mekanı cennet olasıca anamın elinden, ööle bi lezzetli olurudu yımırta çorbası… Açlıkdan ölüyom emme o sıcacık yımırta çorbasını löpürdete löpürdete ağaz dadıyla yedikden soona gilikleri bi 5 kiloluk yağ bidonuna doldurup üstüne duz çiledikden soona saklardım. İki günlük oldumuydu da dooruca gaveye Musa Dayının bakkala satmee geder verirdik Musa Dayıya. Soona o pareele naneli şeker, avare daha unuttuğum bir çok şeyler alır eve de iki dene furun ekmee alır dönerdik.
Hey gidi günler hey be… Geçenlerde yazın bi gettidim köye… “Vayy ülen” dedim, eskiden buralar gilikden geçilmezdi şindi topleen de yok gilik de yok. Aslında şindilerde bu gilik dediğimiz Kapari mereti çok para ediyorumuş emme köyde alıp satan yok.
Gendi gendime zaten demek ki her şey esgidenimiş, ne galdı esgiden? Biz bile nerdeese gocadık sayılır a gardaşlarım.
Şindi bizim çocuklarımızın oyneecee toprak bile galmadı şu şeherlerde. Allah selamet versin hoşca ve dostca galın; sağlıcaala galın… Ali Mavi