KOMŞU KÖYÜMÜZ UÇARI
Kaledran'dan çıkıp Anamur'a doğru yöneldiğimizde yaklaşık beş altı kilometre gidince bir köye varırız. Bu köy Şapkalı lakaplı Mehmet Ağa'nın lokantasıyla karşılar bizleri. Köyün tam girişinde tepededir. Kışın fırtınası hiç eksik olmaz. Hele bi rde motorsikletle çıkarsan yola orayı geçmek epey bir cesaret ister. Yazın da aynı şekilde serin olur. Orayı geçtinmi ya Kocadayı'nın ya da Mustafa Amca'nın (Naylon Mustafa) çoban köpekleri çıkar yolda karşına. O etabı da atlattınmı güvenli bir şekilde yoluna devam edebilirsin.
Uçarı'yı daha önceleri ben ana yolun kıyı şeridince gözle görülen mahalleden oluşuyor sanıyordum. Oysa neree; oraları belki en az ama toplu olan yerleşim yerleri. İşim gereği senelerdir yılın büyük bir kısmını Uçarı'da geçirmekteyim.
Uçarı halkı tarım ve hayvancılık yaparak geçimlerini sürdürmektelerdir. Kışın halkın tamamı Uçarı'da olur, yazınsa hayvancılıkla uğraşanlar yaylalarına; Beşkuyu yaylasına göç ederler.
Kaledran'a göre yaz mevsimi üç dört derece daha sıcaktır. Ama ne sıcakların etkisi ne de arazi şartlarının zorluğu Uçarı halkını yıldırmamakta, aksine daha da hırslandırmaktadır. Geçmişte cinayetlerle hatırlanan Uçarı köyünün vede köylüsünün şimdiki haline bakınca insanın bazı şeylere inanası gelmiyor.
Halk arasında yardımlaşma ve dayanışma hat safhadadır. Yolda kalana hasta olana ve herhangibir sıkıntısı olana ellerinden gelen yardımı yaparlar. Ha bir de şu var; halkın genelinin eli her işe yatkındır. Araban mı bozuldu muhakkak bir anlayan çıkar, evin mi yapılacak hepsi usta, duvarın mı yapılacak hepsi duvarcı,.....
Ürünlerin en kalitelisi su imkanları kısıtlı olmasına rağmen bu köyde yetişir. Neden bu köyde yetişir? Çünkü halk çalışmaktan bıkmıyor, her yıl tarlalarına taze toprak seriyorlar. Bu da verimde kaliteye olumlu etki yapıyor.
Gençler arasında sağlam arkadaşlıklar var. Birlik ve beraberlikleri mükemmel. Son yıllarda okuma oranıda bir hayli artmış durumda Uçarı'da. Bugün ülkemizin birçok yüksek okulunda Uçarı'dan öğrenci görebiliriz. Gençlerden okumaya imkanı olmayan ya da okumak istemeyenleri ise turizme yönelmektedir. Alanya-Antalya arasındaki turizm tesislerindeki Uçarılı genç sayısı oldukça fazladır.
Halkın eli açık ve cömerttir. Bir Uçarlı evine var da yemek yemeden ya da çay içmeden kalkmayı bir dene bakalım, başına neler geliyor. Zorla yedirip içirirler yine ağırlarlar seni. En sinir oldukları olay, "ben tokum", aceleyim gibi bahaneler. Bir lokma yiyeceksin ama yine yiyeceksin.
Halk arasında oldukça yaygın lakaplar vardır. Hemen hemen herkesin bir lakabı vardır. Sanki çocuk dünyaya geldiği zaman isminden önce lakabı konuyor. Mesela Rasim Amca'yı kimse ismiyle tanımaz; ama Aslan Ağa dediğin zaman herkes tanır. Süleyman Amca'yı herkes Çolak Süleyman olarak, Mehmet Ali Amcayı Erkek olarak, Duran Ağayı Ferzi Duran olarak, Şükrü Abiyi Vali olarak sormazsan bulamazsın. Bunun gibi daha birçok lakap vardır. Halk birbirini lakaplarıyla daha iyi tanımaktadır. Belki de birbirlerini isimleriyle tanımayanlar bile vardır. Ancak lakaplarıyla tanırlar.
Uçarı mükemmel bir köy. Gerek halkıyla gerek tabiatının güzellikleriyle mükemmel bir komşu. ''HOYN'' kelimesi de sıkça kullanılır burada.
Biz yine de HOYN demeyelim HOYN. Kalın sağlıcakla.